İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat Şerefsizlere vurun dedik, öldürmüşler
Ses kaydına göre tutuklu sanık İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, “Şerefsizlere vurun dedik, öldürmüşler.” şeklinde konuşuyor.
Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel, 18 Nisan 2007 tarihinde Zirve Yayınevi’nde öldürüldü. Malatya İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Müdürü tutuklu sanık Binbaşı Haydar Yeşil’in Kırşehir’de yaşayan kayınbiraderi H.K.’nın ev taşıma esnasında bulduğu ve eniştesine ait olduğunu ifade ederek polise teslim ettiği harddiskte bu olayı aydınlatacak birçok delil ortaya çıktı.
Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli Malatya Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilen harddiskin bilirkişi incelemesi yaptırıldı. Harddiskte, tutuklu sanıklar Haydar Yeşil ve Ruhi Abat ile tanık koruma programından yararlanan sanık İlker Çınar’ın cinayetler öncesinde buluşarak gerçekleştirdikleri misyonerlikle ilgili toplantı görüntüleri ve cinayetlerin sonrasına ait telefon görüşme kayıtları, Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin haberler, Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından Malatya’da yapılan protesto gösterilerine ait görüntüler, Ermeniler ve Hizmet Hareketi’ne ilişkin bilgi ve belgeler, misyonerlere ilişkin adreslerin yer aldı.
Ayrıca harddiskte, cinayetlerden bir gün sonra (19 Nisan) araştırma görevlisi Ruhi Abat ile İlker Çınar arasında geçen telefon görüşmesinin ses kaydının 005 isimle yer aldığı tespit edildi. Saat 22.21’de yapılan görüşmede Abat’ın İlker Çınar’a “Bak ağabeyciğim, güzel kardeşim. Beni iyi dinle, kafanın bir köşesine şunu yaz. Bu işten artık dönüş yok. Korkutma amaçlı yapmasını istediğimiz olayı şerefsizlere vurun dedik öldürmüşler. Bu yüzden sen de bize yardım edeceksin tamam mı? şeklinde tehditvari ifadeler kullandığı belirlendi.
Savcılık, Türkiye Ulusal Stratejiler ve Hareket Dairesi (TUSHAD) tarafından görevlendirildiğini belirten tutuksuz sanık İlker Çınar’a bu ses kayıtlarını sordu. Konuşmayı doğrulayan Çınar, şunları söyledi: “Bu telefon görüşmesini ben Ruhi Abat ile yaptım. Görüşmeyi 17 Mart 2007(cinayetten 1 ay önce) tarihinde Malatya’ya giderken bana verilen özel hatlı telefon üzerinden yaptım. Ruhi Abat’ta Haydar Yeşil ile birlikte ortak kullandıkları özel hatlı telefon vardı. Görüşmeyi yaptığım sırada ben Tarsus’taydım. Ruhi Abat ise Malatya’daydı. Yapmış olduğumuz bu görüşmelerin kayda alındığından da bilgim vardı. Cinayetin işlendiği gün gece yarısından sonra yaptığımız görüşmede, kendisine tepki vermem üzerine Ruhi Abat tepkimi de çekmemek için bu sözleri söyledi. Asıl amaçlarının öldürmek değil de sadece korkutmak olduğunu özellikle vurgulayıp kendilerine yardım etmem hususunda bir nevi cebri ikazda bulundu. Ben bu sözlerden ne kadar da büyük bir tehlike içinde olduğumu daha iyi anladım.”